1 Mayıs 2015 Cuma

Toscana Gezisi V3 - Floransa Gezi Notları 2

Floransa'nın büyülü güzelliğine kaldığımız yerden devam etmek üzere Ponte Vecchio'ya gidiyoruz. Şehri ikiye bölen Arno Nehri'nin üzerinde muhteşem bir manzarası olan köprü,  13. yüzyıla kadar Arno Nehri üzerindeki tek köprü olma özelliğini korumuş. Medici döneminden günümüze köprü üzerinde bulunan dükkanlar kalmışlar. Eskiden manav, kasap, balıkçı olan dükkanların yerini 16. yüzyılda I. Ferdinand'ın emri ile kuyumcular almış. Halen de köprü üzerindeki dükkanların çoğunda mücevher satılmaktadır. Dükkanların tahtadan kepenkleri geceleri tahta sandık ve bavul gibi gözükecek şekilde dizayn edilmiş. Dükkanların üst katında ise, Medici ailesinin evi olan Palazzo Pitti ile o dönemde Floransa yönetim sarayı olan Uffizi'yi birbirine bağlayan bir koridor bulunmaktaymış. Medici ailesi üyelerinin halka karışmadan güvenle evlerine gidebilmeleri için yapılmış olan bu koridorun duvarları aile yol boyunca sıkılmasın diye nadide sanat eserleri ile süslenmiş. II. Dünya Savaşı döneminde Floransa'nın tüm köprüleri Almanlar tarafından yıkılmış olmasına rağmen hasar almadan ayakta kalan tek köprüdür. Bu dönemde Almanlar tarafından giriş çıkışı engellemek için kullanılmış.




Köprünün üstüne çıktığınızda çevresi parmaklıklar ile çevrili bir heykel ve bu parmaklıklara asılı bir sürü kilit görebilirsiniz. Aşıklar üzerlerine isimlerini yazdıkları kilitleri buraya takıp anahtarını da Arno Nehri'ne atarak aşklarını sonsuza dek kilitlediklerine inanıyorlarmış.

Ponte Vecchio'dan karşıya geçtikten sonra Palazzo Pitti'ye varıyorsunuz. Bu sarayı ve sarayın arkasında kalan Boboli Bahçelerini de gezi rotanıza eklemenizi tavsiye ederim. Medici'lerin sarayı olan Palazzo Pitti'nin kraliyet dairelerinde ki ihtişam göz alıcı. Özellikle duvarlar çok albenili kumaşlarla kaplı ve bana dokun diye bağırıyorlar ancak elinizi duvara yaklaştırdığınız anda alarm sistemleri devreye giriyor. Fotoğraf çekmek de yasak olduğu için saraydan size sunum yapamıyorum. Ancak, kraliyet odaları, Medici mücevher ve hazine koleksiyonu ile eski yüzyıllardan kalma İtalyan kıyafetleri sergileri görülmesi gereken eserler arasında yer alıyor.

Hemen sarayın arkasında ye alan Boboli Bahçeleri ise size doğa ile iç içe zaman geçirme fırsatı sunuyor. Rönesans bahçe düzenlemesinin eşsiz bir örneği olan bahçenin birden fazla gezi rotası bulunuyor ancak biz servi ağaçlarının altında heykellerin de bulunduğu düz rotayı tercih ettik.


Bahçede 2 farklı çeşme yer alıyor. Birisi Neptün çeşmesi diğer ise Oceanus çeşmesi.


Bahçelerden çıktıktan sonra yeniden Ponte Vecchio'yu geçerek Piazza Della Republica'ya ulaşıyoruz. Bu güzel meydanda oturup dinlenmek için bolca cafe var. Biz önceden kararlaştırdığımız gibi 1773'te kurulmuş olan yani Amerika'dan daha yaşlı olan Cafe Gilli'ye oturuyoruz ve mükemmel tiramisunun tadını çıkartıyoruz. 

Daha sonra, Duomo'nun sağındaki şehirdeki ünlü markaların mağazalarının yer aldığı şehrin önemli caddelerinden birinden geçerek Piazza della Signoria'ya (Signoria Meydanı) varıyoruz. Piazza della Signoria 13. yüzyılın sonlarına doğru şehrin dini merkezine bir zıtlık olarak inşa edilmiş ve 14. yüzyıldan beri Floransa'nın siyasi merkezi olmuş. Floransa'nın açık hava müzesi olarak adlandırılan bu küçük meydanda yer alan eski saray (Palazzo Vecchio) Floransa'nın belediye binası olarak kullanılmaktadır. Sarayın çan kulesi 94 metre uzunluğundaymış. Binanın giriş kapısının önünde orijinalini Galleria Academia'da görebileceğiniz, Michelangelo'nun ünlü Davud heykelinin bir replikası bulunuyor. 



Bu meydanın ortasında 450 yıllık Neptün Çeşmesi bulunuyor. Çeşmenin ortasında mermerden yaılmış deniz tanrısı Neptün, mermer atlar ve etraflarında deniz kızları ve erkek deniz tanrıları yer alıyor. Ayrıca meydanda Floransa'nın gelişmesine ciddi katkıları bulunan Cosimo Medici'nin, Herkül'ün Medusa'nın kafasını kestiği ünlü heykeller de yer alıyor. 





Floransa gezimizin devamı için takipte kalın lütfen :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder