29 Haziran 2014 Pazar

Meyveli Kup

Sağlıklı yaşam projemiz kapsamında çarşamba akşamları yürüyüş günümüz. Ağır spor yapmadığımız için eve gelir gelmez hafif bir şeyler yiyor ve sonra 4-5 km kadar yürüyoruz. İşte bu akşamlar için pratik ve hafif tarifler geliştirmeye çalışıyorum. Hem görsel olarak gözümüz hem de sağlıklı bir şekilde karnımız doysun istiyorum. İşte bu da geçen çarşambanın ürünü. Üstelik bu tarifi tatlı olarak misafirlerinize bile ikram edebilirsiniz çünkü çok şık bir sunumu var. Ayrıca çocuklar için de sağlıklı bir atıştırmalık olacaktır. Sizin için de tatlı krizini bastırmanın vicdan azapsız bir yolu :)

Malzemeler:

· 1 adet şeftali
· 8-10 adet çilek
· 4 yemek kaşığı yoğurt
· 1 tatlı kaşığı bal
· 1 çay bardağı dövülmüş ceviz
· 2 yemek kaşığı yulaf
· 3-4 adet yulaflı ya da kendi tercih edeceğiniz bisküvi
· Tarçın
· İsteye göre yer fıstığı ezmesi

Yapılışı:

Kup ya da büyükçe bir bardağın en altına bir kâsede iyice çırptığınız yoğurt ve balı koyun. Bisküvi, yulaf, ceviz ve tarçını rondoda biraz çevirin ama toz haline getirmeyin, parçalar birazcık dişe gelirse yemesi daha keyifli oluyor. Fıstık ezmesi koyacaksanız onu da bu aşamada ekleyebilirsiniz. Yoğurdun üstüne bu karışımı ekleyin. En üste de küçük küçük doğradığınız şeftali ve çilekleri koyunca yemeye hazırsınız :)












Ben süslemek için bisküvi-ceviz karışımından bir parça da meyvelerin üzerine gezdirdim. Hindistan cevizi ya da damla çikolata da kullanılabilir. Ayrıca çocukluğumdan beri vazgeçemediğim rulokatlardan da kenarına iliştiriverdim ama tabi ki sağlıksız olan bu seçeneği koymasak çok daha iyi. Ayrıca meyveleri de keyfinize ve mevsime göre değiştirebilirsiniz. Ben evde olanları kullanıverdim çok da lezzetli oldu. Dilerim sizler de beğenirsiniz.

Afiyet olsun :))



26 Haziran 2014 Perşembe

Evde Protein Bar Yapımı

Dünkü yazımda bahsettiğim gibi kendi söylediklerimi yutup eve protein tozunu almış bulunuyoruz. Kas kaybetmemek için doğru beslenme planını araştırdığımda spor öncesi ve sonrası neyi nasıl tüketmem gerektiği ile ilgili baya bir bilgi edindim. Hangi spor öncesi ne yemeli, ne zaman ve ne kadar tüketmeli sorularının yanıtlarını deneyimlerimle de birleştirerek zaman içinde yazıyor olacağım. Ancak eşim bir ara spor öncesi protein barlarından tüketirdi ve sürekli tüketmek için de biraz pahalı olduklarını söylerdi. Hal böyle olunca onun arkadaşları ile dışarıda olduğu bir akşam ona sürpriz yapmak için protein barı yapmaya karar verdim. İlk deneyim için basit-pişmesi gerekmeyen birkaç tarif bulup her zamanki gibi kendi karımca-kararımca bir formül uyguladım. Sonuç çok başarılı olup, eşim tarafından da beğenilince belki aranızda tüketenler vardır diye paylaşmak istedim. Bu şekilde hem çok daha ucuz oluyor hem de en azından katkı maddesi barındırmamış oluyor barınız.

Elbette proteini doğal yollardan alabiliyorsanız bu en sağlıklı seçenek olur ancak yeterince protein tüketemiyorsanız protein tozunun on yıllardır sporcular tarafından sıklıkla kullanıldığını unutmayınız.

Malzemeler

· 2,5 sb.yulaf ezmesi
· 3 ölçek kakaolu protein tozu
· ½ çay bardağı süt (light)
· 1 yemek kaşığı fıstık ezmesi
· 1 yemek kaşığı kakao
· 1 tatlı kaşığı tarçın
· 1 avuç ceviz ya da badem

Yapılışı

Ben badem ve yulaf ezmesini rondodan geçirdim ama biraz parçalı olacak şekilde bıraktım. Toz haline gelirse kıvamını tutturmak zor olabilir.

Üzerine protein tozu, tarçın ve kakaoyu da ekleyerek homojen hale getirip süt ve fıstık ezmesini de ekleyip ellerimle güzelce yoğurdum.






Tepsiye yağlı kağıt serip bulamacı üzerine yaydım ve başka bir yağlı kağıt ile üstünü kapattıktan sonra merdane ile üstünü düzleştirdim. Kenarlarını da düzelttikten sonra buzluğa atıp 2 saat dondurdum. 2 saat sonra bıçakla keserek her biri küçük gofret büyüklüğünde 10 protein barım hazırdı. Alüminyum folyo ile her birini ayrı ayrı sararak dolapta saklıyorum. Biz her spor öncesi bir barı bölüşüyoruz eşimle. Bize yeterli geliyor ancak siz beslenme düzeninize, ihtiyacınıza ve yapacağınız spora göre bütün barı da tüketebilirsiniz.




Sağlıklı günler dilerim :)

25 Haziran 2014 Çarşamba

Light vs.Whole

Sigarayı bırakınca zayıf olmamın da avantajını kullanarak normalden fazla yememi hiç kısmadım. İş yerimdeki marketten elim kolum abur-cubur dolu torbalarla çıktım hep. Benim için imkansız olan yarım paket bisküviyi bir defada yerken de hiç vicdan azabı duymadım. Ne de olsa hepsi hayırlı bir sebep içindi. Ancak kilo alımı beklediğimden hızlı oldu ve 1 ay sonunda 4 kilo almıştım. Sigara isteği tamamen baskılanmamış olsa da ilk zamanlardaki sinirlilik halim azalmış, sigara daha az aklıma gelir olmuştu. O noktada aynadaki görüntümün de etkisi ile artık yemeyi durdurmam gerektiğine karar verdim ve sporu artırarak aldığım kiloları da geri verme kararı aldım. Ancak yavaşlamış metabolizmam ile bunun pek de kolay olmayacağını anlayınca beslenme düzenimi de değiştirdim ve hayatımda ilk kez “diyet” yapmaya başladım. Birkaç hafta içinde spor salonunda yapılan ölçümler kilo verdiğimi ama kas kaybettiğimi ve vücudumdaki yağ oranının artığını gösteriyordu. Üstelik benimle birlikte diyet yapan eşimde de aynı sonuçları görünce bu işe bir dur dedik.



Çok araştırdım, farklı kaynakları taradım, çeşitli diyetisyenlerin ve sporcuların yorumlarını inceledim ve sonunda aslında kendimin pek de tasvip etmediği bazı beslenme değişikliklerinde karar kıldım. Süt ve yoğurdu doğaldan başka tüketmem diyen ben evi light ürünlerle doldurdum. Eşim daha önceleri protein tozu almak istediğinde şiddetle karşı çıkıp bir de üstüne kayınpederime ve doktoruna şikayet etmiş olan ben ağır antrenmanlardan sonra akşam yemeği niyetine protein shakeleri içmeye başladım. Sonuçları kısa süre içerisinde görmüş olmak ise önyargılarıma rağmen doğru yolda olduğumu gösterdi. Birkaç hafta içinde hem ben hem de eşim verdiğimiz kiloları yağdan verdik ve kas ağırlığımızı da artırdık.


Hala özellikle light ürün tüketiyor olmaktan çok hoşnut değilim ama bunu öğlenleri işyerindeki tam yağlı yoğurttan da yiyerek dengelemeye çalışıyorum. Sizler kilo kontrolü ya da sağlıklı beslenme için light ürün tüketiyor musunuz? Bu ürünler hakkındaki düşünceleriniz nedir? Hem yağ tüketimini azaltmak hem de işlenmemiş doğal besinlerle beslenmek mümkün değil mi?

24 Haziran 2014 Salı

İtalya Vizesi

İtalya oldum olası merak ettiğim, gitmeye can attığım masal ülkesidir benim için. Küçükken Avrupa’da bir çok yeri görmüş olmama rağmen İtalya’ya hiç gitmemiştim. Geçen aylarda Türk Hava Yolları Wingo ile 99€’ya Pisa’ya bilet bulduk. Eşim ve ailemin de dâhil olduğu bir Toscana gezisi organizasyonu yapmak, ve biletleri almak benim 2 saatçiğimi aldı :) Floransa ve Toskana kitapları alınıp eve depolandı, bloglar okudun, gerekli notlar alındı ve airbnb’den Floransa’da ev kiralandı. Bizim varış durağımız Pisa ama Floransa’da konaklayacağız. Oradan günübirlik San Gimignano ve Siena’ya da gideceğiz. Pisa’yı ise indiğimiz gün eşyaları emanete bırakıp ayağımızın tozu ile gezmek niyetindeyiz :)

Neyse bunları gezdikçe detaylıca yazarım zaten. Nerelere gittik, neler gördük, ne yedik-ne içtik hepsi birer post konusu.

Biz gelelim işin traji-komik kısmına. Malum eşim de ben de devlet memuru çocukları olup yeşil pasaportlarla büyümüş olsak da artık birer özel sektör çalışanı olarak yurt dışına gidebilmek için bordo pasaportlarımızı vizelerle doldurmak durumundayız. Hele bir de schengen bölgesine gideceksen vize ayrı sıkıntı. Bölgedeki bazı ülkeler neredeyse giriş-çıkış saatine göre vize veriyor ve Allah vermesin uçağı kaçırsan bir sürü sıkıntı çıkarıyor. Bir de benim ilk schengenim olacağı için sıkı bir evrak hazırlığı yaptım. Eşimle birlikte izin alıp sabahın köründe İtalya vizesi için aracılık yapan İDATA şirketine doğru yola çıktık. Tam binanın önünde ben ne fark ettim? Bütün evraklarımı evde unuttuğumu. Hayır, şaka değil. Vize başvurusuna elimde pasaport bile olmadan gitmeyi tercih etmişim. Bütün sinirlerim alt-üst oldu, kendime söylene söylene bu iş bugün bitecek dedim ve atladık bir taksiye eve dönüp evrakları alıp yeniden İDATA’ya gittik. Tabi geç gittiğimiz için 1,5 saat sıra bekledik ve yarım günümüz heba oldu :( Buradan alınacak dersler şöyle:

1. Vize görüşmesine giderken evraklarınızı unutmayın!

2. İDATA randevu ile çalışmadığı için sabahın köründe kapısında olun.

Neyse yine de işlerimizi hallettik, konsolosluktan görüşmeye de çağrılmadan vizelerimiz onaylandı. Ancak pasaportları teslim aldık ki bir de ne görelim. Eşimin pasaportuna vize başlangıç tarihini bizim dönüş tarihimiz olarak basmışlar. Kontrol etmesek, ki eşim etmemişti ben fark ettim Pisa havaalanında kapıda kalacak adam. Haydi, bir de onu düzelttirmeye uğraştık ama neyse ki bu cumartesi itibari ile her iki pasaport da vizeleri doğru şekilde elimizde. Şimdi bize son hazırlıkları yapıp gitmek kalıyor.

Toskana bölgesi ve özellikle Floransa ile ilgili bana verebileceğiniz tüyoları duymak için sabırsızlanıyorum. Nerelere gitmeli, nerede mutlaka yemek yemeli eğer deneyimleriniz varsa paylaşmanız beni çok mutlu eder .

Sevgiyle kalın ;)










23 Haziran 2014 Pazartesi

Yeniden Merhaba

Uzun zamandır uzaklardayım. İstanbul’dan değil ama blogumdan, kendimden, her şeyden biraz uzaklaştım. Ülkenin hali belli. Sıkıntılar almış başını yürümüş. Cidden artık bu konuda konuşmak bile istemiyorum. İşyeri deseniz onun hali de içler acısı. Müdürümle olan bütün sıkıntılarıma rağmen, çalışmalarımdan memnun olan birim müdürü benim yer değişikliği talebimi kabul etmiyor. Odasında gözyaşlarımı tutamamış olmam bile fayda etmiyor. En yakın arkadaşım dediğim kişinin arkadaşlık anlayışını sorgulamaya başladım. Ya onun ya da benim bakış açımızda bir terslik var ki artık eskisi gibi yakın hissedemiyorum kendimi ona.

Sigarayı bırakabildim çok şükür. 4 aydan fazladır içmiyorum ve artık yendiğimi, sigara içmeyen bir insan olduğumu biliyorum. Bırakırken 3-4 kilo aldım ancak nikotinsizliğe alıştıktan sonra yaptığım diyet ve sporla o kiloları da verebildim. Şimdi o kiloyu koruyabilmek için metabolizmamı hızlandırma, yağ yakma ve kas kazanma çalışmalarım devam ediyor. İlk zamanlar spor ve beslenme konusunda tamamen yanlış yaptıklarımı düzelttim ve o konuda da yol almaya başladım son 1 ay içinde.

Bir de şimdilik en büyük mutluluk ve heyecan kaynağım Temmuz’da yapacağımız İtalya seyahati.

İşte ortalıklarda olmadığım zaman zarfının kısa özeti yukarıda :) hepsi ile ilgili uzun uzun yazasım var elbette. Yavaş yavaş geri döneceğim demektir bu da :)

O zaman hepinize kocaman bir merhaba :)