8 Temmuz 2013 Pazartesi

Haftasonu Güncesi

Cumartesi günü evde büyük temizlik vardı. Fatma Hanım'la sabah 9 diye konuşmuş olmamıza rağmen sabah 8.15'de hadi çok iş var diye kapıya dayanıverdiler :) Önceki akşamdan
arkadaşlarla dışarıda olduğumuzdan uykumu tam alamamış, sersemliğimi atamamış halde kahvaltı hazırlamaya başladım. Eşimin Ankara'dan arkadaşları geldiği için önce onu doyurup gönderdim (temizlik varken ayak altında olmaması candır:) ) sonra da kızlara hazırladım bişeyler. Ayrıca evi temizlemeye gelen 3 kişi var diye evi temizlenenin ayaklarını uzatıp da kahve içtiğini düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Ben de ne zamandır mutfak dolaplarımı yeniden düzenlemek, daha sık kullandıklarımı daha elimin altında bir yerlere alıp az kullandıklarımı da ortadan kaybetmek istiyordum. Dedim ya Cumartesi büyük temizlik gübüydü. Genel temizliğin haricinde duvarlar silindi, halılar toplanıp yıkamaya gönderildi, perdeler yıkandı, storelar silindi. E benim mutfak dolaplarımın neyi eksik onlar da misler gibi olmayı hak etmiyor mu yani :) İşte kızlar kalan işleri yaparken ben de mutfağımı kafama göre düzenledim. Onlar saat 2 gibi çıkıp gidince akşam Bölüm arkadaşımın düğününe hazırlanmak için duş al- kuaföre koş- saçı yaptır- eve gel- eşinle birlikte eve gelen arkadaşları ile ilgilen-sohbet et- giyin-makyaj yap- koca adamları zorla playstation'ın başından kaldır-Pendik'e kadar 3 farklı duraktan 4 kızı toplayıp düğüne git maratonuna geçtim :) Eşim arkadaşlarım var diye düğünden kaytardı. Bizi bırakıp geri döndü. Biz de oooh gönlümüzce vur patlasın çal oynasın keyifli bir düğün geçirdik, kızımızı verdik, başka bir arkadaşımızla döndük evlerimize.
Hooop oldu sana Pazar. E malum çalışan insanın kahvaltı ile büyük bir aşk yaşadığı gündür Pazar. Ben de mükellef bir kahvaltı hazırladım, yedik, içtik derken kayınvalidemin alışverişe gitmesi gerekiyormuş, eşimden yardım istedi. O çıktı annesini market alışverişine götürmeye ben de kızladan kalan ütüleri yapmaya giriştim. (biraz birikmişti ütüm de) 2 saatçik sürdü bitirebilmem :) Hadi bir yandan yıkanan çamaşırları as, hafta içi için yemek hazırla, kendi market alışverişini hallet, bir de eşime sözüm vardı bu hafta kurabiye yapacağım diye onu yap derken en yakın arkadaşım aradı. Akşam gel kız kıza dışarı çıkıp deniz kenarında bir balık yiyelim dedi. Hadi ona da tamam de işlerini hallet-duş al- fırla dışarıya arkadaşınla buluş (yok valla bu kısımdan hiç şikayetçi değilim, o kadar iyi geldi ki her zamanki gibi daha sık yapmalıyız diye döndük zaten) geri eve dön-yat uyu...
Eeeee haftasonu tatili denilen şey bu mudur arkadaş. Yoksa eşim çocuk istememekte haklı mı? Bunca kargaşanın içinde bir de çocuğum olsa gerçekten hayat çekilmez mi olur yoksa?
Neyse Allah'tan Pazartesi oldu da iş yerinde çalışırken oturup dinlenebiliyorum :) Yaşasın Pazartesiiiiii :P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder